Göcek koylarının en korunaklı olanıdır. Tüm hava koşullarına açık koy aynı zamanda bir kış limanıdır. Birçok yatçı kışı burada geçirir. Yakındaki Sarsala koyu karayolu ile Dalaman'a bağlıdır ve tedarik açısından herhangi bir problem yoktur. Koyun etrafı zeytin ve çam ağaçlarıyla çevrilidir. Batı kıyısında kalıntılar vardır. Sahilden tepelere ulaşan küçük patika ile özellikle akşam saatlerinde Göcek Koylarını yüksek açılardan görme imkanına sahip olabilirsiniz.
Denize dik inen yamaçlar arasında eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan Binlik Koyu, güvenli bir demirleme yeri olması nedeniyle mavi yolculukların en uğrak yerlerinden biridir. Çam ağaçlarının denize indiği koyda su sporları ve olta balıkçılığı yapabilir, şnorkelinizi alıp Binlik Koyu'nun gizemli sularını keşfedebilirsiniz.
Göbün Koyu’nun hemen batısında, iki tepenin arasında kalmış küçük bir koydur. Arkasındaki küçük kumsalı bulunur ve buradan küçük bir patika yol Göbün koyuna geçer. Kanyon görünümü içinde iki yüksek tepenin arasındaki bu koy melteme açıktır. Ancak günübirlik kalmak uygundur. Burada en uygun derinlik 25-30 metrelerdedir.
Mavi tur teknelerinin tatlı su kaynağı olan bu koy, antik Likya Kral mezarlarının bulunduğu bir yamacın altında bulunuyor. Ziyaretçiler bu mezarlıkları görmek için dik bir patikaya tırmanabilir ve yamacın eşsiz manzarasının keyfini çıkarabilirler.
Kızılkuyruk Burnu’nun 1 mil kuzeyinde derin suların içinde iki bölümden oluşmuştur. Ağzı, doğuya açıktır. Batıya uzanan kısmına Büyük Koy, Kuzeybatıya uzanan kısmına Küçük Koy denir. Küçük Koyun sonunda çakıl plajı bulunur. İki yamacın arasına sıkışmış plajın önlerine 8-10 metrelere demir atıp, karadan koltuk alınır. Bu mevkii, hafifte olsa soluğan alır. Ağa Limanın daha korunaklı Büyük Koyunun doğu tarafı oldukça derindir ve bazı noktalarda demir yerinde demirimizin takılabileceği kayalar vardır. Burada en emin yer, Büyük Koyun küçük çakıl plajının olduğu mevkidir. Plaj önüne atılan demirle, plaj kısmından koltuk alınırsa daha güvenli kalınır. Genelde bu plajın üstündeki tepelerden, sağanaklar iner. Bu şekilde demirlemek daha avantajlıdır. Ancak bu alan genelde doludur. Bunun dışında, tekneler demir atıp, her iki kıyıdan koltuk alırlar. Tepelerden gelecek sağanakları göz önünde bulundurarak, demirimize uzun kaloma vermek doğru olur. Ayni zamanda, tekne aralarında mesafe bırakmak gerekir. Bu sağanaklar teknelere bordodan bindirir. Denizin bu kadar temiz olduğu alanlar nadirdir. Plaja yakın kısımda sualtı kaynağı nedeniyle, su serin olur. Koyun üstlerine çıkan bir patika yol, 800 metre sonra Köyiçi’ne gider. Roma ve Bizans dönemlerinden kalma harabeleri bulunur. Ağa Limanı, ayni zamanda bir atlama limanıdır. Kuzeye, batıya gidecek tekneler için Kurdoğlu Burnu’ndan önce bekleme yapılacak en uygun yerdir. Sabah gün doğarken, güneşi arkaya alıp, Kurdoğlu’nu, Dişibilmez’i geçeler.
Kuzeyde Martin Burnu ile güneydeki Boz Burun arasında, batıya girmiş, büyük bir koydur. Koyun sonu geniş bir plaj kesimiyle biter. Etrafındaki tepeler çam ağaçları ile kaplıdır. Plajın güneyinde denize uzanan bir iskele bulunur. Bu iskele, ticari teknelerin transfer yaptığı küçük bir iskeledir. Su bulunur. Koyda demirlenecek mevkilerden biri plaj önleridir. Plaj önlerinde 10-12 metrelere demir atıp. Alargada kalınabilir. Burayı genelde gulet tekneleri kullanır. Sarsala’nın korunaklı mevkii, plajın güneyindeki koydur. Ağaçlarla kaplı yamaçların arasında derin bir suyu olan bir mevkiidir. Burada 15-20 metrelere demir atıp, karadan koltuk alınır. Sarsala Koyu, karayolu ile Dalaman’a 16 kilometre uzaklıktadır. Kıyıda taksiler bekler. Uluslararsı Hava Alanına, Göcek’ten yakın noktadır. Bir çok tekne konuklarını buradan transfer ederler. Plaj tesislerini Dalaman Belediyesi işletir. Restoran ve kafesi olan tesis, gündüz saatlerinde açıktır. Çevredeki koyların ihtiyaçları, bu iskele bağlantılı Dalaman’dan karşılanır. Şezlongları ve plaj voleybol sahası da olan plaj, özellikle yaz aylarında yoğun ilgi görür. Hafta sonları bu alan çok kalabalık olur. Sarsala, eskiden Dalaman Ovasını kaplayan “Hidiv Abbas Paşa Çiftliği’nin iskelesi imiş. O zamandan kalma mermer babalara rıhtımda rastlanır ve tekneler bağlanmaktadır. Dalamana giden yol 4 kilometre sonra, Kocagöl’e gider. Tepelerin üzerinden giden bu yol, güzel bir yürüyüş yoludur. Hidiv Abbas Paşa Fransız inşaat firmasına, İskenderiye şehrinde yapılmak üzere demiryolu gar binası, Dalaman'da yapılması içinde köşk inşaatı siparişlerini vermiş. Her iki inşaat içinde malzemeler gemi ile gelirken bir karışıklık olmuş sonuçta Dalaman'a, istasyon binası için gerekli malzeme ulaşmış. Sonuçta Dalaman'a istasyon yapılmış. Dünyada gar binası olan ancak demiryolu olmayan tek bina Dalaman'da. Bu istasyon binası devlet üretme çiftliği içinde bugün idari bina olarak kullanılıyor. Sarsala Koyu’nun güney kıyısı ortalarında, küçük şirin, korunaklı adeta özel bir koy vardır. Buraya “Küçük Sarsala Koyu” (36°39’01”N - 28°51’82”E) denir. Koyun her iki kıyısı kıçtan kara bağlanılacak yerlerdir. Çam ağaçları ile kaplı bu şirin koyun bitiminde, 30 teknenin tonozla bağlanabildiği bir iskele bulunur. İskele, arkasındaki restorana aittir. Farklı bir atmosferi vardır. Küçük Sarsala Koyu’nun doğusundaki komşu koy, Boz Burun’un tam altındaki “Bozkoy” dur. Sakin, her şeyden uzak kalınacak bir yerdir. Genelde guletler sakinlik isteyen müşterilerini buraya getirirler. Önü açıktır. Bu mevkide derinlik farklı ve fazladır.
Zeytin ve çam ağaçlarıyla çevrili iç kısmında, zemini denize batmış tarihi bir hamamın kalıntıları bulunmaktadır. Bu koyu tekneyle ziyaret edenler, koyun berrak sularında yüzerek Kleopatra tarafından yaptırıldığı söylenen bu hamamın içini inceleyebilir veya karaya çıkıp bu tarihi yapıyı karadan görebilirler. Kleopatra Koyu denizin tadını çıkarırken kendinizi tarihin içinde hissedeceğiniz çok özel bir yer.
Martın Burnu’nun hemen kuzeyinde batı yöne giren, çam ağaçları ile kaplı bir koydur. Koy ağzı, doğuya açıktır. Batıdan kuvvetli sağanaklar alır. Derin koy, genelde zor demir tutar. Sıralıbük Limanı’nın, Martin Burnu altında kalan huni şeklindeki koyunda, her iki yakasına koltuk vererek kalınır. Koyun sonu sığlaşarak küçük bir plaj alanına çıkar. Bu kısma fazla yaklaşmamak gerekir. Sıralıbük Limanı’nın sonundaki plaj alanı, zeytin ağaçlarının altında bir düzlük. Bu düzlük, hafif meyille deniz içinde de devam eder. Burada kıçtan kara olacak teknelerin, kıyıya mesafe bırakmaları gerekir. 15 metrelere atılacak bir demirle, karadan koltuk alınır. Sıralıbük Limanı’nın kuzey yamaçlarında da iki girinti vardır. Plaja yakın ilk girinti çok güzel olsa da, içinde kıyıya yakın sualtı kayası vardır. Burada, 20-25 metrelere demirleyip kıçtan kara olunabilir. Ancak, plaj alanı üstünden gelen sağanaklar, demirinizi taratırsa, müşkül durumda kalabilirsiniz. Kuzey yamacın diğer bir girintisi, daha geniş ve temizdir. Denizin derin olduğu bu mevkide genelde büyük yatlar kalır. Lacivert suları ile Sıralıbük Limanı farklı bir Göcek Koyudur.
Boynuzbükü ile Taşkaya arsında kalan geniş koydur. Koyun ortasında uzun plaj ve arkasında bir ova bulunur. Dağlar çam ağaçları ile kaplıdır. Geniş koy, soluğana açıktır. Koy ortalarında günübirlik alargada kalan çok olur. En korunaklı mevkii, güney tarafıdır. Burada 10-12 metrelere demir atıp, karadan koltuk alınır. Kıyıda, kayaların arasında bir su kaynağı bulunur. Koy içinden bir yol, Dalaman’a gider.
Küçük Yılanlı Ada’nın batısında geniş bir koydur. Koy, batıya girinti yapmıştır. Sonunda günlük ağaçları ile kaplı düz geniş bir alan vardır. Buranın güneyinde bir azmak denize karışır. Azmağın denize karıştığı yer sığlık ve sazlıktır. Çam ağaçları ile kaplı koy, kuzey ve güney yakasında burunlarla ayrılarak, farklı büyüklüklerde girintiler yapar. Derin olan koyda, bu burunların önleri 10, içleri 20 metre derinliktedir. Kuzeybatıdaki girintide derinlik daha düşüktür. Yatlar bu mevkilerde demir atarak, karadan koltuk alırlar. Yaz aylarında her iki yakada yoğundur. Koyun bitimindeki günlük ağaçları ile kaplı mevkide bir restoran bulunur. Bu tesisin, tonozla bağlanılan 20 tekne kapasiteli ahşap iskelesi vardır. İskele sığ olan kıyı şeridinin 3 metrelik derinliğine kadar gelir. Arzu eden yatlara su verilir. Gerekli durumlarda teknelere 220 V elektrik takviyesi yapılır. Tesisin su sporları merkezide vardır. Parasailing tekneleriyle, Gökova koyları üst açılardan ayaklarınızın altına gelir. Boynuzbükü 24 kilometrelik bir karayolu ile Dalaman’a bağlanır. Havaalanı transferi için işletme taksi temin eder. Tesisteki sebze ve meyvalarr, kendi bahçelerinde yetiştirilir. Bu bahçeler, restoranın hemen arkasındadır.
Koyun güneyinde kalan kısımdır. Her iki kıyıdan koltuk alınabilir. Melteme korunaklı koyun, sonu sığdır. Günlük ağaçları ile kaplı koy sonundan, bir azmak denize akar.
İnce Burun’un hemen güneyindeki koydur. Son tarafı sazlık bu koy, melteme korunaklıdır. Güney kıyısına kıçtan kara bağlanılır. Kuzey tarafında, çam ve günlük ağaçları ile kaplı bir plaj uzantısı bulunur. Ağaçlar denizin içine kadar girmiştir. Göcek beldesine giden bir yol, tam buradan geçer. Bu alan hafta sonlarında piknik mevkiidir ve çok güzeldir. Burada “Osmanağa Suyu” denilen bir çeşme bulunur.
Kızıl Ada Doğu Koyu 36°42’37”N - 28°55’57”E Büyük Yassıca-Zeytinli-Şeytanlı Adaları arası 36°42’02”N - 28°55’54”E Göcek Koylarının bol barınma seçenekli, gündüz ve gece en güzel atmosferiyle ünlü Yassıca Adaları... İrili ufaklı, alçağıyla, yükseğiyle, derin, sığ suları ile seçeneler sunan bir çok ada, adacık, “Yassıca Adaları” adı altında ayni alanda toplanmışlardır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin biyolojik çeşitlilik ve çevre değerlerinin korunması, kirliliğinin önlenmesi amacıyla belirlenen esas ve usuller doğrultusunda, Yassıca Adaları tüm koy ve ortalarında teknelerin bağlanacağı yeterince şamandıra ve kıyıda bağlama mapaları bulunur. Güvenli bu şamandıralardan bağlanıp, istenirse karadaki mapalara koltuk bağlanır. Güneyde yüksek, zeytin ağaçları ile kaplı Zeytinli Ada bulunur. Bu adanın kuzey kıyıları, barınabilecek mevkiiler sunar. Zeytinli Ada ile doğusunda bulunan küçük Şeytanlı Ada arsındaki geçiş sığdır, geçit vermez. Şeytanlı Ada’nın kuzeyinde uzun Büyük Yassıca Adası arsındaki dar geçiş derindir. Şeytanlı Ada’nın kuzeye bakan küçük koyu, uygun havalarda çok güzel bir mevkiidir. Gerek dip yapısı, gerek atmosfer, görülmeye değerdir. Büyük Yassıca Adası’nın doğu kıyı şeridi korunmaya elverişli değildir. Ancak batı kıyısı korunaklı ve bir çok tekne tarafından tercih edilen bir mevkiidir. Büyük Yassıca Adasının ortalarına gelindiğinde; karşı tarafında güneyde küçük bir ada. Kuzeyinde Kızıl Ada bulunur. Küçük Ada ile Kızıl Ada arasında çok küçük fakat muhteşem bir barınma yeri vardır. Buraya yaklaşmanın batıdan yapılması daha güvenlidir, Büyük Yassıca Adası arası sığdır. Yine ayni şekilde bu mevkideki Büyük Yassıca Adası ile Kızıl Ada arasındaki çok dar alanda, 2-3 metre derinlik sağlayan bir yer olmasına karşın, genelde 1 metrelere inen sığlık vardır. Geçiş güvenli olmadığından, kuzeyden dolaşarak, Büyük Yassıca Adası ile Kızıl Ada’larının arasındaki muhteşem kuzey koya girilir. Burada Kızıl Ada önlerindeki küçük girinti, barınma açısından her havaya kapalı çok güzel bir yerdir. Ayni zamanda, bu koyda Büyük Yassıca Adasına yakın küçük bir adacık vardır. Onun güney tarafı da korunaklı bir koy yaratır. Güneyden yüksek ve ağaçlarla kaplı olarak gelen Büyük Yassıca Adası, bu kesimde, yüksekliğini de, yeşilliğini de kaybedip, sonunda içinde küçük bir su birikintisi bulunduran harika plaj alanına dönüşür. Burada, kıyıya bağlı bir teknede su sporları merkezi bulunur. Bu merkezin profesyonel dalgıçları, Göcek Koyları içindeki her türlü dalışı gerektirecek konularda servis verirler. Bu güzel mevkii, yaz aylarında 10.00-17.00 saatleri arasında Göcek ve Fethiye’den gelen tur teknelerinin mutlaka uğradığı bir yerdir. Bu sebeple belirtilen saatlerde çok ama çok yoğunluk vardır. Yassıca Adaları’nın eşsiz atmosferinin tadını çıkartmak, özellikle geceleri Fethiye’nin ışıl ışıl görüntüsünü, engin denizlerle birleştirip güven içinde kalmak isteyenler, bu saatlerin dışındaki zaman dilimini tercih etmelidirler.
Tersane Adası’nın Kuzeydoğusunda, sonunda plajı olan bir koydur. Kuzeyden güneydoğuya açık, diğer havalara kapalıdır. Koy önleri, çok derin olmasına karşın, kıyıya yaklaşınca derinlik 10 metrelere düşer. Nispeten ağaçlık olan güney yakası, barınmak için daha uygundur. Plajdan bir yol, tarihi kalıntıların arasından, 300 metre ilerideki Tersane koyuna gider. Burada bir restoran ve tesisleri bulunmaktadır.
Göcek Körfezi’nin en büyük adası olan Tersane Adası’nın kuzeybatısındaki korunaklı koydur. Koyun girişi uzaktan belli olmaz. O derece dar olan ağızdan bir kanalla koya ulaşılır. Bu kanalda derinlik 20, koy içinde 5-10 metre arasındadır. Dip yapısı kum-yosun olan koyun önemli bir kısmı sığdır. Bu sebeple barınma yönünden dar bir alandır. Özellikle gece kalacak teknelerin zaman zaman koy ağzından gelen sert rüzgarlara ve sağanaklara tedbir alarak demirlemeleri gerekir. Koyun kuzey kıyısı ve koy ağzının güneybatı kıyı köşesi, kıçtan kara olmak için uygun mevkiilerdir. Bu alanda demiri mümkün olduğunca uzak atıp, tekneler arasında yeterli güvenlik mesafesi bırakmak gerekiyor. Ayni zamanda koy ortasında alargada da kalınır. Ancak bu alan teknelerin gezinmesi için çok dar ve eğer geç fark edilirse herhangi bir tarama durumunda, güç durumlar yaratabilir. Koyun, güneybatısındaki girinti ve doğusu sığdır. Koyun ortasında başlayan sığlaşma doğusundaki çökmüş eski tarihi tersane harabelerinde son bulur. Adanın adını bu tersaneden aldığı söylenir. Kıyıda tarihi harabeler vardır. Adanın bazı yerleri zeytinliktir. Yöre halkı keçilerini buraya bıraktığı için keçi çoktur ve sesleri bir hayli gürdür. Kıyıda, palmiye ağaçlarının arasında şirin bir restoran ve tesisleri bulunur. Restoranın önünde 15 teknenin tonozla bağlanacağı bir iskelesi de vardır. Tersane Koyu’na, 10.30-16.00 saatleri arasında yoğun bir şekilde, günlük tekneler girip çıkarlar, demir atıp, alırlar. Yaz aylarında bu saatlerin dışındaki zaman diliminde koy çok güzeldir. Korunması, özel görünümü açısından Göcek Koyları içinde yaşanması gereken bir yerdir.
Domuz Adası’nın kuzeydoğusundaki zeytin ağaçlarıyla kaplı küçük ada ile, Domuz Adası’nın arasında bulunan melteme korunaklı bir koydur. Dip yapısı çok güzel demir tutar ve koy farklı derinliklerdedir. Koy ortasında dışarıdan belli olan 30-40 metre çapında bir sığlık bulunur. Bu sığlığın ortasında eski dönemlerden kalma harabeler yer alır. Bunların, zaman içinde çöken yerleşim yerinin kalıntıları olduğu sanılmaktadır. Demirlerken bu sığlığa dikkat etmek gerekir. Küçük adanın batısında güzel bir demirleme yeri daha vardır. Asıl korunaklı demir yeri; küçük adanın doğusundaki boğaz kısmıdır. Koyun, batı tarafında yeşilliklerin arasında, özel bir malikane ve müştemilatı vardır. Koyun doğusunda, Domuz Adası, Tersane Adası arasındaki kanala bakan güzel, şirin ve korunaklı demir yerleri de bulunur. Bu noktalarda, Göcek Körfezi’ne giriş çıkış yapan tekneler geçer. Tüm bu mevkiiler yaz aylarında nispeten havası ve denizi serin olan yerlerdir.
Domuz adasının kuzeyindeki koydur. Ağaçlarla kaplı yamaçlarından batırasındakine koltuk verip kalınır. Koy ortalarında derinlik fazladır. Batı yakasının ortalarında ancak bir iki teknenin sığacağı, kıyısı sığlaşan bir küçük koy bulunur. Uygun havaların dışında, günübirlik kalmalara uygun, güzel ve sakin bir koydur.
Kuyrucak Burnu’nun güneydoğusunda bulunur. Koyun sonu kıyıya yakın aniden sığlaşır. Burada ahşap bir iskele bulunur. Bu iskeleye demir atıp yanaşılır ya da 10 metrelere demir atılıp, alargada kalınır. Koy melteme açıktır. Genelde rüzgar alır. Barınmaya müsait olmadığından, günübirlik kalınacak bir yerdir. Zeytin ve çam ağaçları ile kaplı tepelerinin önünde, iskelenin bulunduğu yerde, zaman zaman bir restoran servis verir. Kıyıda taşlarla yapılmış büyük beyaz bir kuş şekli adeta denizden su içer gibidir. Bu koya Yavansu denilmesinin nedeni: Dağdan gelen suyun kalitesi ancak hayvanın içebileceği kalitede olduğudur. Koyun diğer bir adının sahildeki martı figüründen dolayı ''Martı Koyu'' dur.
